hesap makinesi ve modern islam73

hesap makinesi ve modern islam73

 evet arkadaslar sizlere en güzel yazıları yazan hesap makinesi diyorki Diğer birçok konuda olduğu gibi Osmanlı ve Mısırlı düşünürlot„| medeniyet tarihine bakışları da Renan ve Hanotaux gibi Batılı aydmlarif, İslam’a yönelttiği eleştirilerin vesile olduğu savunma psikolojisi tarafın dan belirlenmiştir. Avrupalı önyargılara karşı apolojetik tavrın birleştirici etkisiyle, gerek Namık Kemal, gerekse de
Muhammed Abduh gibi Müs, lüman aydınlar, medeniyet tarihini gerektiğinde “lehtar” bir şekilde tasvi-re yönelirler. Bu farklılık, onların didaktik ve apolojetik yazılarının karşı, laştırmasıyla görülebilir. Örneğin Namık Kemal (1327: 130), Osmanlı kamuoyuna yönelik bir yazısında sosyal motivasyon için Akdeniz medeni, yetini sahiplenir; “İstikbalimiz emindir, çünkü gerek efradı ve gerek umumi hikmet ve siyasetinde muallim-i âlem olan Keldan ve Arap re Yunan ve Türk’ün dârul-fünım-ı ma'rifet ve devlet-sarây-ı medeniyeti bu hâk-ı feyyaz (yani Anadolu, Akdeniz, BG) olmuştur. Biz de o eclzmın evladı ve binaenaleyh varis-i istidadıyız. ’’

Diğer taraftan Kemal, Renan’a karşı ünlü müdafaanamesinde farklı bir tutum sergiler. Ernest Renan (ı896)’ın Cemaleddin Afgânî’nin ilham ettiği ünlü İslam ve Bilim (1883) başlıklı, İslam’ı itham ettiği konuşması, çok geçmeden İslam dünyasında büyüyen bir tepki dalgasına yol açtı (Cündioğlu 1996). OsmanlI’da ise buna ilk yazılı tepkiyi Namık Kemal verdi. Reddiyesini eleştiren Niyazi Berkes (1978; 344)’e göre, Kemal'in eleştirisinde çok haklı olduğu yerler olmakla birlikte, şaşırtıcı olanın, bunların Renan’m yanıldığı yerlerden çok haklı olduğu yerlere yönelmesidir. Gerçekte Kemal çapında bir entelektüel, bu tür hatalara düşecek biri olmadığı için bu tür hatalar, ancak misyoner tutumuna bağışlanabi-
Namık Kemal’in bu eserinin ilginç arkaplanına dair en iyi bilgiyi, mektuplannı yayına hazırlayan Tansel (1967; IIl/298-348)’de buluruz. Kemal’in mektuplarına göre Renan Müdâfa'anâmesi, Renan’ın makalesinin 18 Mayıs 1883’te Fransızca yayınından yaklaşık üç ay sonra, Midilli’de sürgünde bulunduğu sırada Ağustos 1883’te yazılmıştır (Tansel 1967: ni/317). Mektuplarından anlaşıldığı kadarıyla Kemal, bu îseri, Sultan Abdülhamid’in İslam lehinde uluslararası propaganda amacına uygun ılarak yazarak ona sunmayı düşünmüştür. Bunun için de onu yazarken bilimsel-bjektif olmaktan çok, dinî bir misyon duygusuyla stratejik bir tavır benimsediğini, o Temmuz 1883 tarihli bir mektubunda bizzat itiraf eder: “Şimdi büyük bir ibadet e meşgulüm ama bendenizin elimden gelecek bir ibadet Fransa ’nın en meşhur rüeUiflerinden, vaktiyle Terceme-i Hâl-i İsâ namıyla bir kitap yazıp da kendinipa-azların nefrinine mazhar eden Ernest Renan, şimdi İslamiyet'in maarife mani dağıma dair bir hutbe irad etmiş; risale şeklinde de basılmış. Bihavliİlâhi Te'âiâ ’ser delillerimi gene Frenk kitaplarından ve hatta kendisinden alarak onu gönlü-
İSLAM'DA MODtRNtEŞME W?' 535
Renan (1896) makalesinde, evrensel Akdeniz medeniyeti tasavvuruyla çelişen “Arap ve İslam kültürü, medeniyeti, bilimi, felsefesi, teknolojisi” gibi deyimlerin yol açtığı karışıklığın giderilmesi gerektiğinden söz eder. Burada o, makul bir şekilde din-temelli medeniyet tasavvuruna karşı çıkıyor, ancak bunu yaparken bir taraftan Araplar dâhil Müslümanların Akdeniz medeniyetine yaptığı katkıları göz ardı ediyor, diğer taraftan hem İslam dinini, hem de Arap ve Türk halklarını barbarlıkla itham ediyordu. 0, İslam kültürünün çöküşünün hesabını, iktidarın dizginlerini elinde tutan barbar halklara, özellikle Berberiler ve Türklere çıkarır. Başlangıçta mezhepler tarafından zayıflatılan ve Mu'tezile olarak bilinen bir çeşit Protestanlık tarafından yumuşatılan İslam, barbar iki soy Tatarlar ve Ber-berilerin eline düştüğü ikinci döneminde olduğundan çok daha esnek ve hoşgörülüydü.
Namık Kemal (1326: 2) girişte şöyle demektedir; "Fransız erbâb-ı kaleminden Mösyö Emest Renan in irad ve neşrettiği “İslamiyet ve Maarif’ unvanlı bir hutbe hayli zamandan beri gazetelere sermaye-i bahs olmaktadır.hesap makinesi Aynı daha yeni elime geçti. Hutbe kısa bir şey ise de münderecatı birkaç yüz cilt kitap He cerh olunmağa müsait bulunduğu için mütalaamı yazmakla söylenilmiş şeyleri tekrar etmek tarz-ı beyhude-i puyanesini iltizam etmiş olamayacağımdan eminim. Islamiyetin maarife mani değil, bilakis mürebbî olduğunu ispat için yanımda lüzumu kadar kitap mevcut olmadığına teessüf ederim." Kıyazi Berkes (1978: 344)’in de belirttiği gibi, Kemal (1326: 3,11-2, 32), reddiyesinde meseleyi Akdeniz medeniyeti perspektifinden ele alarak Müslümanların bu medeniyete katkılarım vur-
mün istediği gibi tepeliyorum." Y,em.a\, eserinin önsözünde de vurguladığı gibi, bu reddiye için Ziya Paşa’nın Endülüs, İbni Hallikân’ın Vefeyâtü'l-A'yân, Ahmed Midhat’m Müdafaa'sı gibi Türkçe, Arapça ve Fransızca birtakım eserlere ihtiyaç duyar. Ancak, yakınlarına yazdığı mektuplarda, gerek, muhtemelen, propaganda amaçlı sübjektif tutumundan, gerekse de ihtiyaç duyduğu kaynak kitapları elde edemediğinden dolayı biten eserin kalitesinden tatminkâr olmadığını ve baştaki düşüncesinin aksine onu Sultana sunmaktan vazgeçtiği, hatta yayınlatmaktan bile çekindiğini ifade eder. Eseri Latin alfabesiyle yayına hazırlayan ünlü Türkolog Fuat Köprülü de (Namık Kemal, Renan Müdâfa'a-Nâmesi, İslamiyet ve Ma'ârif, Ankara: Milli Kültür Yayınları, 1962), bunun arkasından Kenan'ın orijinal metniyle karşılaştırarak Kemal'in fikirlerinin eleştiri ve analizini içeren ikinci bir cilt hazırlamıştı. Namık Kemal’in reddiyesinde Kenan'ın yazısındaki birçok noktayı anlayamadığı sonucuna varan Köprülü, onun itibarını sarsacağı endişesiyle bu incelemeyi yayınlamaktan üzülerek vazgeçtiğini belirtmiş, ancak Kemal'in kendisinin de eserinden tatmin bulmadığını mektuplarından öğrendikten sonra rahatlamıştır.
hesap makinesi sundu.. 536 i«- BEDRİ GENCER

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder